Adalet Bakanlığı'nın yargıyı hızlandırma amacıyla hazırladığı yargı paketindeki bazı değişiklikleri eleştiren avukatlar, özellikle ev hacizlerinin kaldırılmasıyla icraya düşmüş borçların yüzde 90'ının tahsil edilemeyeceğini iddia etti. Açıklanan yargı paketi hakkında değerlendirmelerde bulunan Samsun Barosu avukatlarından F. Cem Şen Ocak, mevcut problemlerin aşılması için ani verilmiş kararlarla alınmış önlemlerin sistemi bozacağı ve temelinden sarsacağını savundu.
ADLİYELERİ RAHATLATIRKEN TİCARİ VE EKONOMİK BOYUTA DA BAKMAK LAZIM Avukat Ocak, "Adalet Bakanı Sadullah Ergin sürekli olarak adliyedeki yükün azaltılması için yeni tasarılar ortaya koyup, bazı yasal değişikliklere gitmek zorunda kaldıklarını söylüyor. Bu başlık adı altında ev hacizlerini kaldırmak suretiyle icralardaki dosyaları azaltacaklarını, çekten dolayı hapis cezalarını kaldırmak suretiyle adliyelerdeki çekten dolayı devam eden davaların sayılarının azalacağından bahsediyorlar. Ancak meselenin ticari, ekonomi ve sosyoloji yönü var. Bunlara kimse dikkat etmiyor." dedi.
BORÇ ÖDEMEME KONUSUNDA DAMGALIYIZ Türkiye'nin dünya şartlarında borç ödememe hususunda önlerde ve damgalı bir ülke olduğunu ileri süren Avukat Şenocak, sözlerine şöyle devam etti: "Mevcut şartlarda zaten insanlar borcunu ödememeyi alışkanlık hale getirmiş durumdalar. Bizim tespit ettiğimize göre icraya düşen insanların yüzde 90'ı lüks tüketiminden, gelirinin üzerinde harcama yaptığından ya da ticari olarak yanlış hareket etmesinden kaynaklı. Gerçekten istem dışı ve gerçekten elinde olmayan sebeplerle icraya düşenlerin sayısı yüzde 10'dur. Dolayısıyla icraya düşen ve borçlu olan insanlarda çok da iyi niyet aramamak lazım. Şu anda icra takiplerinde para tahsilatı, ağırlıklı ev hacizlerinden yapılıyor. Mal kaldırılmıyor, ama eve haciz gelineceği korkusuyla vatandaş parayı ödüyor. Eve hacze gelineceği korkusu olmazsa şayet, icraya düşmüş insanların çoğu borcunu ödemez. Eğer ev haczi kaldırılırsa mevcut icraya düşmüş olan borçların yüzde 90'ı tahsil edilemez. Şu anda icraya düşen dosya sayısı belki de ikiye üçe katlar."
ESNAF VADELİ ALIŞVERİŞ YAPAMAZ "Bu durumda hiçbir esnaf vadeli alışveriş yapamaz. Kimse vadeli mal veremez. Çünkü tahsil edemem korkusu yaşar." diyen Şenocak, değerlendirmesinde şunları dile getirdi: "Çeklerdeki hapis cezası kaldırılıyor, evlere de hacze gidilmiyor. O zaman çekin, senedin ve bononun hiçbir anlamı kalmaz. Ha açık hesap yani hiçbir senet, çek almadan açıktan mal satmışsın vadeli ha çekle, senetle bonoyla mal vermişsin, hiçbir farkı olmaz. İnsanların alacaklarını tahsil hususunda devletin bu kadar tasarruf yetkisi olmamalıdır. Bir kere sistem olarak da buna müsait değiliz. Sistemin alt yapısı buna müsait hale getirilir. Ondan sonra ev haczini kaldırırsınız. Bazı ülkelerde ev haczi kaldırılmıştır, doğrudur, ama sistemin alt yapısı buna uygundur. Bir anda sistemin alt yapısını buna uygun hale getirmeden buna tevessül ederseniz, bu defa mağdur olan insanlar katmerli olarak mağdur hale gelir. Kötü niyetli insanlar tamamen kötü niyetlerinden prim elde eder hale gelir."
Yargı hızlandırmak amacıyla hazırlanan tasarının nasıl sonuçlar vereceği düşünülmeden hazırlandığını iddia eden Şenocak sözlerine şöyle devam etti: "Sadece kulağa hoş geliyor. İşte ev haczi kaldırılsın, insanlar mağdur olmasın... Bunlar hoş şeyler, güzel şeyler, ama bunun neticesinde insanların ne kadar mağdur olacaklarını, alacağını alamayan insanların mağduriyetlerinin artacağını, hatta ticaretin ne derecede değişeceğini ve buna hazır olunmadığını bilmiyorlar veya düşünmüyorlar. Bu kanunu yazan hocalar da dahil olmak üzere, bu kanunun çıkması halinde büyük mağduriyetler olacağı hususunda ittifak var. Bazı hataların, bazı eksikliklerin olduğu kesin. Bu nedenle mevcut ev haczinin kaldırılmasına ilişkin yasanın, çeklerdeki hapis kararının kaldırılmasına ilişkin yasa değişiklik metninin ve ticaret kanunun tamamı yeniden gözden geçirilerek revize edilmesi lazım. Eğer bunlar uygulanacaksa ileriki bir tarihe atılması ve ev haczinin kaldırılması olayının tamamen devre dışı bırakılması gerekiyor."
|